17 Şubat 2009 Salı

Çünkü yalnızlık peygamberimsi bir koku taşır,zorlu ve gizemlidir,herkes yaşayamaz ;yalnızlığın uğultulu ve büyülü dünyasında,herkes anlayamaz,anlatamassında.!
Bir kambur gibi taşırsın sırtında tüm yaşanmışlık ve henüz yaşanmamışlıkları...
ne istediğini ne amaçladığını anlatamassın...
bir ölüm gibi;ölümün sessizliği gibi,soğuktur,aslında daima yüreğinin ucundaki sıcaklıktır,
bilemezler,bunu bir sen bilebilirsin birde dinlediğin ezgiler ,hüzünle ve özlemle dinlediğin şarkılar anlatabilir ...ama
bir tek sen;sen anlayabillirsin ve anlatamassın da çünkü yüreğinin kardeşidir anlayabilecek olan ve sen onu durmadan ararsın,bulamayacağını bile-bile..ararsın..ararsın bulmak ümidiyle..
gün ışığı ve gecenin gizemi pusulan ve yoldaşlarındır,durmadan ararsın...bir gün sanki yitirilmiş olanı bulmak umuduyla....
kimseye soramassın,çünkü bunu bir tek sen, bir sen bilebilirsin ve imkansızdır,tarif bile edemessin.
Yalnızlığının kokusu peygamberimsi bir kokudan ötedir....
yıllarını verirken bu öyküye kimse farkında değildir:bilemez
çünkü istediğin bir başkadır...
bunu anlatamassın......

1 yorum:

Adsız dedi ki...

koku.her insanın farklı kokusu olduğuna inanırdım.ve her insanı kokusundan tanırdım.şimdilerde yalnızlığın peygamber kokusunu alıyorum.